Süs Bitkileri Üretimi ve Bakımı
1. BİTKİ NEDİR?
 
Şüphesiz hepimiz bitkinin ne olduğunu biyolojiden biliyoruz. Ancak gene de kısaca hatırlatmakta fayda umuyoruz. Bitkilerin hayvanlardan farkı sinir sistemleri ile hareket organlarından yoksun olmalarıdır. Bitkiler ekvatordan kutuplara, deniz diplerinden yük- sek dağların tepelerine kadar, hem yatay hem düşey yönde yayılırlar. Normal topraklar- da olduğu gibi, mağaralarda, kayalıklarda hatta çöllerde, hemen her ortamda yaşarlar. Dünyada ilk bitkiler primitif bitkilerdir (Algler). Günümüzden yaklaşık 2 milyar yıl ön- ce dünyada görülmeye başlamıştır.
Bitkilerin yaşamaları için 3 ana öğeye ihtiyaçları bulunmaktadır: Su, hava ve ışık. An- cak mantarlarla küflerin (küfler de bir tür mantardır) karanlıkta yaşayabildiklerini de unutmayalım, öte yandan mağaralarda, nemli yerlerde yaşayabilen mantarlarla küflere karşılık tetanos bakterisi gibi anaerob bitkiler de vardır. (Aerob bitkiler aydınlıkta ana- eroblar ise karanlık yerlerde yaşarlar ) Bunlardan çıkan sonuç bütün bitkilerin suya ge- reksinim duyduklarıdır. Susuz bölgelerde bitki yetişmez. Bitkiler suyu kökleri ile, pirimi- tif (ilkel) bitkilerde kök olmadığından rizoit denilen organları ile, bakteri ve protofit yo- sunlar ise hücre zarları ile alırlar.
 
Bitkiler güneş ışığı dışında yapay ışıkta da gelişebilirler. Ancak güneş ışınlarının en kusursuz, en optimal ışık ve enerji kaynağı olduğu da hatırdan çıkarılmamalıdır. Bitki büyüyebilmek için (türüne göre) az veya çok ışığa ihtiyaç duymaktadır.
Bitkilerin büyümesi, dik durabilmesi ancak su ile mümkündür.  Bütün bitkilerin ya- pısında bol miktarda su vardır. Örneğin kıvırcık salatada %95, patateste %78, taze fasul- yede %89, kavun-karpuzda %95 su bulunmaktadır. Topraktan emilen suyun içinde çö- züşmüş olarak madensel tuzlar da vardır. Buna “ham besi suyu” denir. Bitki besin yap- mak için gündüzleri yaprakları (stomatlar) ile havadaki karbondioksiti alır. Yapraklarda yeşil rengi veren klorofil ile bu karbondioksiti ve köklerden gelen su moleküllerini par- çalar ve güneş ışığında bunların sentezini (fotosentez) yaparak önce formaldehit, sonra glikoz, bir molekül su kaybederek de nişastayı oluşturur. Ayrıca havanın azotundan ya- rarlanarak da aminoasitleri, proteinleri bünyesinde toplar.
Özsu köklerden gövdeye ve yapraklara doğru çıkar. Bunlar ham özsudur. Ham özsu köklerden yapraklara “odun boruları demetleri”ni meydana getiren tüplerden çıkar. Bu tüpler gövdenin orta kısmında bulunur. Yapraklarda besi suyu haline gelen özsunun aşa- ğı doğru inişi yani bitkinin organlara doğru dağılışı ise “soymuk boruları” adı verilen kal- bur gibi delikli ve çok ince tüpler aracılığı ile gerçekleşir.
Bu tüpler gövdenin parankima dokusunda yer alır. Bunun böyle olduğunu basit ola- rak şöylece saptayabiliriz: Keskin bir bıçakla bir ağacın gövdesindeki kabuları soyalım. Kabuğun hemen altındaki bölge besi suyunun indiği bölgedir. Çepeçevre soyduğumuz bu kısmın üstünde kalan dallar, yapraklar, vs. bu yaptığımız işlemden zarar görmeyecek- tir. Üst kısımda yaşamın devam ettiğini görebiliriz. Su defa aynı yerden biraz daha mer- keze doğru derinleşerek ve gene çepeçevre bir kısım kaldıralım. Bir süre sonra üst kıs- mın öldüğünü göreceğiz. Çünkü özsu artık yukarıya çıkamamaktadır. Ham su ağaçlara, cinsine göre saatte 15 cm. den 1,5 m.ye kadar değişen hızlarla yükselir.
 
Suyu yukarıya iten basınç, reçineli ağaçlarda 0.5 atmosfer, diğer bitkilerde 2.5 atmos- fer kadardır. (Bu husus dikilen ağaçlar konusunda çok önemlidir ve çam, köknar gibi ağaçların neden duyarlı olduklarının sebeplerinden biridir.) Bu olaylar kormofit (yüksek bitkiler) bitkiler için geçerli olup örneğin tallofitlerde değişiktir.
Bitkilerin solunumuna; türü, yaşı, ısı, ışık, etki eden birer faktördür. Isı solunumun şiddetini 45C ye kadar gittikçe arttırır. Bu derecenin üstünde solunum şiddetini birden kaybeder. Sıfır derecede ise solunum çok zayıftır. Işık solunum şiddetini azaltır. Karan- lıkta bitkiler daha çok solunum yaparlar. Yaprakları etli olanlarda solunum şiddeti azdır.
Bitkilerde OXIN demlen kimyasal bir madde vardır. Işıktan çabuk etkilenen Oxin, bitkilerin büyümesini sağlar. Işığa karşı gelen sap kısmındaki Oxin iş göremez bir duru- ma geldiğinden bu kısımdaki dokular gelişemezler. Gölgede kalanlar ise gelişmeye de- vam ederler. Bunun için saplar daima aşağıya doğru yönelir. Gölgede ve ormanların ışık almayan yerlerinde kalan bitki saplarının fazla uzamasının sebebi budur. (Bitkilerde bu önemli hatırlatmaları yapmamızın sebebi, ilerleyen bölümlerdeki konuların daha iyi an- laşılmasını sağlamak içindir.)
 
2. BİTKİ MATERYALİ
 
Çevre ya da bahçe düzenlemesinde kullanılan bitki tipleme, bitki formasyonlarına peyzaj işlerinde verilen isim kısaca BiTKi MATERYALİdir.
Bunlar başlıca;
a) Ağaçlar
b) Ağaççıklar
c) Çalılar
d) Sarılıcılar
e) Çiçekler
f) Örtücüler
g) Çim ve çimenler
h) Mozaik bitkiler
 
Şeklinde 8 grupla toplanabilir. Şimdi bu materyalleri kısaca açıklayalım;
 
AĞAÇ: Kökü, gövdesi, dallan, yapraklan ve tepe tacı olan ve boyları 5m.’ den fazla olan odunsu yapıda ve genelde tek gövdeli bitkilerdir.
 
AĞAÇÇIK: Yüksekliği 5 m.den az fakat 1 m. den çok olan bodur ağaçlardır. (Maki- ler, maki türleri gibi)
 
ÇALI: Ağaççıklar gibi, tepe, gövde, dal, yaprak ve köklere sahiptir. Farkı yerden iti- baren çok gövdeli olarak gelişmesi ve boylarının da 2m.yi geçmemesidir. Pek çoğu birbi- rine girift, dikenli olabilir. Çok yıllıktır. (Peyzaj işinde kullanılan güzel renkli, dekoratif bazı hibrit çalılara prenniel ya da köken bitkiler denir)
 
SARILICILAR: Duvarlara, kameriyelere, ağaçlara sarılarak büyüyen yıllık ya da çok yıllık bitkileridir.
 
ÇİÇEKLER: Yıllık, iki yıllık, bazen de çok yıllık, muhtelif renkli ve güzel kokulu çi- çekler açan, desenli ve renkli yaprakları olan kısa boylu bitkilerdir.
 
ÖRTÜCÜLER: Gövdeleri ince uzun, genelde klorofil içeren, bol yapraklı, sürünücü veya sarılıcı yıllık, iki yıllık, çok yıllık bitkilerdir. Çiçekli olabildiği gibi çiçeksiz de olabi- lirler.
 
ÇİMLER: Genelde Gramenea (buğdaygiller) familyasından, kısa boylu (l-4cm.), ye- şil, halı görünümünde önemli bir peyzaj materyalidir. Orman ve kırlarda kendi kendine yetişen türlerine genelde çimen, örttüğü alanlara da çimenlik denir.
 
MOZAİK BİTKİLER: Kaya (Roc) ve su birimlerini süsleyen, bu üniteleri gösterişli kılan, değişik renkli, yumuşak gövdeli, yıllık, çok yıllık bitki türleridir.
Bütün bu materyal, bilinçli bir proje altında güzel bir kompozisyonla bahçelerimize estetik güzellikler kazandırır.
 
3. AĞAÇ VE SÜS BİTKİLERİNİN ÜRETME TEKNİKLERİ
 
Bitkilerde üretme, bir yeni bitkinin elde edilmesi veya geliştirilmesi anlamına gelir. Fidanlık ve seralarda üretme çalışmaları iki temel tekniğe dayanır:
Generatif Üretme Tekniği
Vegetatif Üretme Tekniği
Generatif üretme tohum ekimiyle yapılan üretmelerin tümünü kapsar. Genetik açıl- malar nedeniyle ana bitkinin özelliklerinde büyük sapmalar gözlenebilir.
Buna karşılık kök, sürgün, yaprak, yumru ve rizom gibi bitkinin çeşitli vegetatif or- ganlarından alınan kısımlarla yapılan üretmede bütün yeni oluşan bireyler, bu bitkisel materyalin alındığı ana bitkiye (anaca) tıpatıp benzer
 
3.1. GENERATİF ÜRETİM TEKNİĞİ
 
Bu üretme tekniğiyle kısa zamanda çok sayıda ve ucuz yeni fertler elde etmek müm- kündür. Üretme materyali tohum, yurt içi ve yurt dışı her yerden kolaylıkla temin edile- bilir. Süs bitkileri yetiştiriciliğinde önemli olan çiçeklenme olgusu tohumdan yetiştirilen fidanlarda çok daha geç gerçekleşir. Fidanların başlangıç gelişmeleri daha yavaş seyreder. Bu dezavantajlarına rağmen generatif üretme gene de kitle halinde bitki yetiştiriciliğinde büyük bir yere sahiptir.
Aşağıdaki çizelgede bazı bitki türlerinin tohum verme yaşları ve tohum verme aralık- ları verilmiştir.
 
Çizelge 1. Bazı bitki türlerinin tohum verme yaşları ve tohum verme aralıkları
 
TÜRLER TOHUM VERME YAŞI TOHUM  YILLARI ARALIKLARI
 
Acer campestre, Acer platanoides, 10, 25-30, 1, 1-3, 1-3,
Acer psudoplatanus, Acer rubrum,
Acer saccharinum, Acer saccharum 25-30, 4, 11, 30 1, 1, 3-7
Aesculus hippocastanum 20 1-2
Ailanthus altissima 15-20 -
Alnus glutinosa, Alnus rubra 15-20, 10 2-3, 4
Betula pubescens 15 1-3
Carpinus betulus 10-30 2-4
Carya codiformis 30 3-5
Castanea sativa 30-40 1-4
Crataegus monogyna, Crataegus oxycantha 10, 10 1-2, 1-2
Cytisus scoparius 3 1-2
Elaegnus angustifolia 3-5 1
Euonymus europaeus 15 2-4
Fagus sylvatica 50-60 5-10
Fraxinus excelsior 25-30 3-5
İlex aquifolium 20 2-4
Quercus petraea, quercus rubra, 40-50, 30-40, 2-4, 2-4, 3-5
quercus robur 40-50
Sophora japonica 30 Aralıklı
Sorbus aucuparia 10 2-3
Tilia 20-30 2-3
Ulmus glabra 30-40 1-2
Viburnum opulus 3-5 1
 
Tohum ve meyve; Dişi çiçeğin döllenmesiyle oluşan tohum, bazı fiziksel ve kimyasal değişimler geçirerek olgunlaşır. Tohum olgunlaştığında meyve kuruyarak ve yarılarak to- humlar ortaya çıkar. Meyve ve tohum kabuğunda meydana gelen renk değişimi olgun- laşma belirtisidir.
Her bitki türü belirli bir olgunluğa ve yaşa ulaşmadan tohum vermez. Bu yaş ve ol- gunluk devresi; türlere, coğrafik mevki ve bireyin güneş ve ışıklanma durumuna göre de- ğişir. Çiçek, tohum ve meyve verimi, bir çok bitkilerde her yıl olmaz. Genellikle bol bir tohum yılını zayıf veya tohumsuz bir yıl izler. Tohum yıllarının aralıkları genellikle bü- yük tohumlu bitkilerde daha uzar.
Don, özellikle ilkbahar donları da çiçekleri etkileyerek tohum verimini azaltabilir. Dolu da aynı şekilde verimi düşürebilir. Kuşlar, böcekler gibi zararlılar özellikle üzümsü ve etli meyvelerde büyük zararlılara neden olabilir. Bu itibarla böyle durumlarda zararın en  fazla olduğu  tam  olgunlaşma durumu uzatılmadan tohumlar olgunlaşır olgunlaş- maz bekletilmeksizin hemen toplanmalıdır. Tohum verimi belli bir süreye kadar bitki yaşı arttıkça çoğalır. Fakat ileri yaşlarda ve- rim düştüğü gibi tohumda boş dane nispeti de artar
 
İlk baharın çıkan fidanlar
 
3.1.1. Tohum Temini ve Hasat Tekniği
 
Tohum Üretimi
 
Ağaçlandırmaların en  önemli  amaçla- rından biri kalite ve kantite bakımından en yüksek artımı ve yetişme muhitine  en iyi uyumu  sağlayan ormanlar  kurmaktır.  Bu amaca ulaşmada tohumun önemi çok büyüktür.
Ağaçlandırmaların başarısı, öncelikle uygun orijinli, verim yetenekleri önceden bili- nen ve iyi vasıflı tohumlardan elde edilen fidanların kullanılmasına bağlıdır.
Tohum Üretim Programları
Tohum üretim programları, ağaçlandırma, erozyon kontrolu ve sun’i tensil çalışma- larının ihtiyaç duyduğu orman ağacı tohumlarının tür ve orijinlerine göre, tohum verimi ve stok durumları  dikkate alınarak ilkbaharda(Kızılçam, Halepçamı, Sahilçamı, Kara- ağaç, Kıbrıs Akasyası) ve sonbaharda(Sarıçam, Karaçam, Ladin, Göknar, Sedir, Servi ve yapraklı tür tohumları) olmak üzere yılda iki defa hazırlanmaktadır.
Tohum Kaynakları
Ağaçlandırmalarda ıslah edilmiş tohum kullanılması birim alandaki verimi artırma- da önemli ölçüde etkili olmaktadır. Bu tohumlar aşağıda belirtilen tohum kaynakların- dan elde edilmektedir.
 
a) Tohum Meşcereleri
b) Tohum Plantasyonları
c) Klonal Tohum Bahçeleri
 
Tohum Meşcereleri
Civarındaki meşcerelere nazaran yüksek artımlı, düzgün ve dolgun gövdeli, ince dal- lı, dar tepeli, tabii budaması iyi, lif kıvrıklığı ve çatallılık gibi kusurları olmayan fertlerin hakim olduğu meşcerelerdir. Tohum meşcerelerinde genetik kazanç %5-10 arasında ol- maktadır. Bu meşcerelerden toplanan tohumlarla Fidanlıklarımızda ekim yapılmaktadır.
2007 yılı sonu itibariyle tespit edilen tohum meşcereleri 337 adet olup, toplam sahası:
45 858,24 hektardır.
Tohum Bahçeleri: Tohum meşcerelerindeki ya da ormandaki üstün(plus) ağaçlardan alınan aşı kalemi veya çeliklerden üretilen fidanlarla tesis edilen bahçelerdir. Bu bahçele- re Klonal Tohum Bahçeleri de denilmektedir.
Klonal Tohum Bahçeleri plus ağacın genetik özelliklerini tohum bahçesine aynen ta- şımakta olup, plus ağacın oraya ait özelliklerini tohum bahçesine taşıyan tohum plantasyonlarına oranla tohum üretiminde daha ileri bir aşamayı oluşturmakta ve tohum kayna- ğı olarak tohum meşcerelerine nazaran daha üstün özelliklere sahip bulunmaktadır. To- hum bahçelerinden erken yaşlarda tohum üretiminin yanı sıra, tesis edildikleri sahalar daha alçak rakımlarda veya güneyde olduğundan doğal koşullar yönünden daha kolay ve ucuzdur. Isı ve ışıktan yararlanma daha fazla olduğu için tohum yılları sık ve tohum ve- rimi fazla olmaktadır. Tohum çimlenme yeteneği 1000dane ağırlığı gibi kalite özellikleri de iyileşmektedir.
Tohum Plantasyonları (Aşısız Tohum Bahçeleri): Üstün(plus) ağaçlardan serbest ve- ya kontrollü tozlaşma sonucu elde edilen tohumlardan yetiştirilen fidanlarla tesis edilen tohum bahçeleridir.
Tohum Toplama Alanları: Tohum meşceresi olarak tescil edilmeyen, tohum toplama alanı olarak belirlenen alanlardır. Daha çok yapraklı ve süs bitkisi tohumlarının toplan- dığı şehir parkları vs. gibi alanlardır.
 
Verim Tespiti
Programlar hazırlanmadan önce türler ve meşcereler itibariyle tohum veriminin tes- piti yapılmaktadır.
Orman ağaçlarının tohum verim durumları her yıl eşit olmamakta, türün irsel karak- terlerine ve o yıl içindeki iklim durumlarına ve meşcerenin bulunduğu rakıma göre de- ğişmektedir.
Örneğin; Kızılçam’da 2 yılda bir, Sedir de ise 4 yılda bir zengin tohum yılları teker- rür eder.
Tohum verim tespiti, meşcereyi temsil edecek bir hat üzerinde 100 ağac işaretlenir ve bu ağaçlardan kozalak veya tohum tutmuş ağaçların adedi belirlenir.
İşaretlenen ağaçların %90-100 kozalak taşıyorsa “Zengin Tohum Yılı” bu oran %70-
90 ise “İyi Tohum Yılı” %40-60 ise “Orta Tohum Yılı” %10-30 ise “Zayıf Tohum Yılı” %10 dan az ise “Tohumsuz” yıl olarak adlandırılır. Bu durum yılda 2 kez hazırlanan “Kozalak Tahmin Cetvellerinde gösterilir.
 
Tohum Üretim Metotları
 
Orman ağacı tohumlarının üretimi 3 şekilde yapılmaktadır.
1- Dikili ağaçlardan toplama; Tüm ibreli türler ile Huş, Karaağaç, Dişbudak, Akça- ağaç, Okaliptus, Kızılağaç v.b.
2- Tohum dökümünden sonra yerden toplama; Meşe, Kayın, Kestane, Ceviz
3- Suda toplama; mecbur kalındığında yanlızca kızılağaç ta uygulanır.
 
Tohumların kozalaklardan çıkarılması şu metotlarla yapılmaktadır.
a) Güneş metodu
b) Sıcak oda metodu
c) Modern metot (Tohum Çıkarma Evleri)
Tohum ya bu işin ticaretini yapan kuruluşlardan satın alınır veya bizzat toplanır. Serti- fikalı tohumlar orijin (yetiştiği yer), tohum saflığı ve çimlenme gücünü belirten etiketler ta- şır. Ekseri süs bitkileri tohumları ülkemizde bizzat ihtiyaç sahibinin kendisi veya ekibi ta- rafından toplanır. Süs bitkileri tohumlarının bizzat toplanması, başarı şansını daha artırır.
 
Tohumların Toplanma Zamanı
Tohumlar embriyonun olgunlaştığı zaman ile tohumların dökülmesi arasındaki za- man aralığında toplanmalıdır. Bu periyot bazı türlerin tohumlarında çok kısadır. Örne- ğin söğüt ve kavaklarda olduğu gibi. Bazı tohumlarda da olgunlaşma ile tohum dökümü arasında geçen süre aylarca devam eder.
Hangi tohumun  ne zaman olgunlaşıp toplanacağı her yıl belirli, kesin bir zamana bağlanamaz. Bununla beraber senelere göre az çok değişmesine rağmen yinede her türün meyve ve tohumu belirli bir zaman aralığında olgunlaşır ve toplanmaya hazır hale gelir. Kuvvetli fidan veren kaliteli tohumların elde edilmesi için bu olgunlaşma beklenmelidir.
Erken toplanan tohumların çimlenme kabiliyeti zayıf olur. Bu itibarla tam olgunlaş- ma zamanı tespit için yapılan gözlemler önemlidir. Bu konuda, meyve ve tohumların ru- tubet içerdikleri, renk, sütlülük derecesi, şekil, koku, yumuşaklık v.s. gibi türlere göre değişen bazı olgunlaşma işaretlerinden faydalanır.
 
DIŞ MEKAN BİTKİLERİNİN ÇİÇEKLENME VE TOHUM ALMA ZAMANLARI
Önemli Dış Mekan Bitkilerinin Çiçeklenme, Tohum Alma ve Tohumların Doğal Sa- çılma Zamanları
 
TÜRLER ÇİÇEK ZAMANI TOHUM ALMA TOHUM SAÇMA ZAMANI
 
AKÇAAĞAÇLAR
Acer Campestra Nisan-Mayıs Ekim Ocak
Acer Palmatum Nisan Ağustos Kasım
Acer Platanoides Mart-Nisan Ekim Şubat
Acer Pseuodoplatanus Nisan Eylül Ekim
Acer Rubrum Mart-Nisan Nisan Haziran
Acer Saccharinum Mart Nisan Haziran
 
AT KESTANESİ
Aesculus hippocastonun Nisan-Mayıs Eylül Ekim
 
KOKAR AĞAÇ
Ailonthus altissine Haziran Eylül Kasım
 
KIZIL AĞAÇ
Alnus cordata Şubat-Nisan Eylül Ocak
Alnus İncana Mart-Mayıs Eylül Aralık
 
KADIN TUZLUĞU
Berberisthunbergi Mayıs-Haziran Eylül Ekim-Kasım
Berberis vulgaris Mayıs-Haziran Eylül Ekim-Kasım
 
HUŞ
Betula pubescens Nisan Ağustos Aralık-Ocak
 
GÜRGEN
Corpinus petinus Mart Kasım İlkbahar
 
ÇİTLENBİK
Celtis occidentalis
Mayıs
Ekim
Aralık
 
TÜRLER ÇİÇEK ZAMANI TOHUM ALMA TOHUM SAÇMA ZAMANI
ERGUVAN
Mayıs
Eylül
Ekim
 
KIZILCIK
Cornus mas
Şubat-Mart
Eylül
Ekim-Kasım
 
DAĞ MUŞMULASI
Cotoneaster franchettii
Mayıs
Ekim
Kasım-Aralık
 
ALIÇ
Crataegus monogyna
Mayıs
Eylül
Ekim
 
KATIR TIRNAĞI
Cytissus scoparius
Mayıs
Eylül
Kasım
 
İĞDE
Eleagnus angustifolia
Haziran
Ekim
Kasım
 
OKALİPTUS
Eucalyptus sp.
Mayıs
Haziran
Haziran
 
KAYIN
Fagus sp.
Mayıs
Eylül
Kasım
 
DIŞ BUDAK
Fraxinus angustifolia
Mayıs
Eylül
Aralık
Fraxinus excelsior Nisan Ağustos Ocak
 
ÇOBAN PÜSKÜLÜ
Ilex aquifolium
Mayıs
Kasım
Şubat
 
SARI SALKIM
Laburnum anagyroides
Mayıs-Haziran
Eylül
Ekim
 
LALE AĞACI
Liriodendron tulipifera
Haziran
Ekim
Kasım
 
MAHONYA
Mahoia aquifolium
Şubat-Mayıs
Ağustos
Ekim
 
ÇINAR
Platanus orientalis
Mayıs
Ekim
Kasım
 
MEŞE
Quercus petraca
Mayıs
Eylül
Kasım
Quercus robur Mayıs Eylül Kasım
 
YALANCI AKASYA
Robinia pseudoacacia
Haziran
Aralık Ocak
Ocak
 
MÜRVER
Smbucus nigra
Haziran
Ağustos
Ekim
 
IHLAMUR
Tilia cordata
Haziran
Ekim
Kasım
 
3.1.2. Tohumlarda Toplama Sonrası İşlemler
Tohumun hasadı esnasında olduğu kadar bunu takiben yapılan işlemlerde tohum ha- yatiyeti bakımından önem taşır. Çimlenme gücü en yüksek tohumlar bile hasat sonrası yapılan hatalı işlemlerle çimlenme güçlerini kaybedebilir. Toplama esnasında kullanılan plastik veya hafif metal kova veya kaplarda toplanan tohumlar veya meyveler kendi cin- sinden çuvallara aktarılır.
Ağaçlar, çalılar ve diğer süs bitkilerinin tohumlarını ekim mevsimine kadar veya ge- lecek yılların ihtiyacı için kullanılmak üzere daha uzun süre sağlıklı bir şekilde saklamak gerekir. Birçok ağaç ve çalı formundaki süs bitkileri ile çiçek tohumları, uygun nem, sı- caklık ve oksijen koşulları altında ekilseler dahi, o yıl çimlenip yeni bitkiler geliştiremez- ler. Bu tohumlar bazı çimlenme engellerine sahiptirler, kısa sürede çimlenme için bu en- gellerin giderilmesi gerekir.
Tohumlarda bu çimlenmeyi engelleyen iç faktörler; Kabuk kalınlığı veya sertliğinden kaynaklanan etkenler Embriyonun gelişmemiş olmasından kaynaklanan engeller Büyümeyi engelleyen bazı maddelerden kaynaklanan engeller
Toplanan meyve veya kozalakların tabi olacakları işlemler meyve tipine göre değişir. Bazı etli meyvelerin tohumları meyvelerden çeşitli işlemlerle ayrılır. Bu konuda küçük ih- tiyaçlar ve küçük partiler için el ile ovalamak, çeşmelerde çalkalamak, eleklere sürterek ezmek, odun bloklar arasında meyve etini ezmek suretiyle ve eleklerden geçirerek to- humlar ayrılabilir. Akasya, Gladiçya ve Katalpa gibi cinslerin tohumları da baklaları gü- neşte kurutularak ve çatlamaları sağlanarak çıkartılır.
 
Tohumların Saklanması
Saklama, orman ağacı tohumlarının, toplanmasından ekilmesine kadar geçen zaman içerisinde kalitelerine zarar vermeden tekniğine uygun olarak muhafazasıdır.
Tohumun özelliklerine bağlı olarak tohum saklama ortamı ve tekniği farklılık göster- mektedir. Bizde, uygun olan tohumların soğuk hava depolarında saklanmasıdır.
Tohumlar hava ve ışık almayan ağızları kapalı galvanizli saçtan yapılmış metal kap- larda saklanmalıdır. Bez torba veya çuval gibi geçirgen kaplarda saklanması halinde to- humların rutubeti düşeceği için saklama koşulları bozulacaktır.
Tohumların saklandığı galvanizli kapların hacmi de önemlidir. Geniş hacimli kaplar kullanılması halinde kabın dışındaki soğutma belli bir derinliğe kadar işleyecek, bu ara- da iç kısımlarda canlı bir varlık olan tohumun, neşrettiği ısı ile de lokal sıcak ortam olu- şacaktır. Tohumun  rutubeti de arzulanan değerin üzerinde ise kızışma dediğimiz olay meydana  gelecek ve  tohumlar  bozulacaktır.  Bu nedenle  galvanizli kaplar  en  fazla
0,30X0,30X0,40 m ebadında olmalıdır. Raflar evaporatörün bulunduğu duvara dik ola- rak yerleştirilmeli, kaplar raflarda düşey ve yatay olarak boşluklu dizilmek suretiyle ha- va sirkülâsyonu sağlanmalıdır. Depo sıcaklığı 30C +4°C olmalı, depo rutubeti asgari dü- zeyde tutulmalıdır. Rutubetli tohumlar gölge yerlerde rutubeti düşürülerek kurutulduk- tan sonra kaplara konularak soğuk hava deposuna yerleştirilmelidir.
Tohumların saklanmasında, rutubetin  düşürülmesi için ısı kaynağından yararlanıl- ması doğru değildir. En doğru yol hava sirkülasyonu sağlamak suretiyle rutubetin düşürülmesidir.
Çam türlerinde ve Ladin de tohumun  saklanmasında bir problem yoktur. Hemen kullanılmayacak olan sert kabuklu ibreli tohumları zaman geçirmeden hava girmeyen kaplara doldurularak, soğuk hava depolarına konulmalıdır. Bu suretle söz konusu to- humları uzun yıllar saklamak mümkündür. Buna karşılık Göknar ve Sedir tohumları sak- lama konusunda büyük güçlükler yaratır. Bu türlerde çimlenme, gerek tabiatta, gerekse bugüne kadar uygulanan saklama usullerinde hasadı takip eden ilkbahara kadar sürer. Bu nedenle Göknar tohumlarını, bugün elimizdeki mevcut soğuk hava depolarında uzun yıllar saklamak mümkün değildir. Ancak, daha sonra da bahsedileceği gibi çok düşük de- recelerde(-17oC) saklanması mümkün olmaktadır.
Tohumların saklanmasında aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
 
A-Sert kabuklu orman ağacı tohumlarının saklanmasında(çam türleri, ladin, larix, pseudotsuga v.b.)
a. 5 yıla kadar saklanacak tohumlarda, kaplar hava almayacak şekilde kapalı, rutu- bet %8 den az, ısı+40C olmalıdır.
b. 5 Yıldan fazla fazla saklanacak tohumlarda, kaplar hava almayacak şekilde kapalı, rutubet %6 dan az, ısı+40C olmalıdır.
B-Yumuşak kabuklu orman ağacı tohumlarının(Göknar, Kayın v.b.) hava almayan kaplarda, %7-12 rutubet derecesinde, -170C’de 3 yıl saklanabilmektedir.
C-Yapraklı ağaç tohumlarının saklanması; (Akçaağaç, Dişbudak, Ihlamur, Kızılağaç, Karaağaç, Gürgen, Akasya v.b.)
Bu ağaç türlerinin tohumları, tabii şartlarda bir yıldan fazla saklanabilir. Daha uzun yıllar saklamak gerektiğinde, tohumlar kapalı kaplarda % 7-20 rutubette +40C de mu- hafaza edilmelidir.
 
3.1.3. Tohum Ekim Zamanı
Fidanlıkta tohum ekim zamanı, birçok faktöre bağlıdır. Ekilecek tohumların özellik- lerine, katlamaya veyahut diğer ön işlemlere ihtiyaç duyup duymamasına, mevsimin ik- lim şartlarına ve fidanlığın iş kapasitesine bağlı olarak değişebilir.
Sedir, göknar, kayın gibi türler ile çimlenme zorluğu bulunan sert kabuklular (ceviz, badem, meşe, ligustrum vs.) ile saklama zorluğu bulunan atkestanesi ve kestane tohum- ları, katlamaya alınmayacaksa mutlaka sonbaharda ekilmelidir. Kayın tohumlarının rutu- bet miktarı %30’un altına düşürülmemelidir. Ocak ve şubat aylarında kayın tohumları
-5 ºC sıcaklıkta ekim zamanına kadar bekletilebilirler. Kayın tohum ekim zamanında bir hafta önce bir hangarda beton üzerine serilerek devamlı sulama yapılır ve kürekle zaman zaman karıştırılır. Bu şekilde bir ön çimlenme meydana gelir. Kök uçları beyazlıklar ha- linde görülmeye başladığında tohumlar ekilmelidir.
 
3.1.4. Çimlenme Engeli ve Bu Engelin Giderilmesi
Olgun tohumun  kabuk, endosperm, meyve eti, embriyo gibi faktörlerden bir veya birkaçının etkisi ile çimlenmenin gecikmesi durumudur.  Çimlenme engelleri başlıca dört sebepten ileri gelir:
-Kabuk: Kabuk sert olduğu taktirde suyun ve oksijenin girişine engel olur. Bu durum
Ceviz, Badem, İğde, Yalancı Akasya, Sofora, Gladiçya, Katır Tırnağı gibi tohumlarda vardır. Tohumun  ekilme zamanı ve diğer uygulanacak metodlarla kabuk sertliği giderilir. (Sülfürikasit, sıcak su, çizikleme vb.)
-Endosperm: Bazı türlerde endosperm sertliğinden dolayı besin maddelerinden ya- rarlanma mümkün olmamaktadır. Bu türlerin başında Ihlamur gelmektedir. Soğuk ve ıs- lak ön işlemle giderilir. Ayrıca Ihlamur tohumu toplanır toplanmaz ekilirse herhangi bir işlem gerektirmez.
-Meyve Eti: Bazı türlerde meyve etinde veya endosperm içinde bulunan bazı madde- ler çimlenmeye engel olucu etki yaparlar. Çimlenme engellerinden dolayı pratikte bu tür tohumların(üzümlü, çekirdekli meyveler vs.) et kısmını veya meyveyi saran tabakayı eze- rek, parçalayarak tohumdan sıyırmak ve bol su ile yıkamak gerekmektedir.(örneğin Mah- lep, İğde)
-Embriyo: Embriyonun  gelişmemiş olmasından(Pinus  cembra)  veya embriyonun dinlenme ihtiyacından(Meşe, Dişbudak, Gürgen, Akçaağaç) ileri gelen çimlenme engeli- dir. Soğuk ve ıslak ön işlemle bu engel giderilir.
Karaağaç tohumu ise, ilkbaharda toplanır toplanmaz hemen ekilmelidir.
Tohum ekimleri, mahalli iklim şartlarına ve tohumların biyolojik özelliklerine göre sonbaharda erken çimlenmeye sebebiyet vermeyecek şekilde geç, ilkbaharda ise, topra- ğın çalışmaya elverişliliği oranında ve geç donlardan zarar görmeyecek şekilde erken ya- pılmalıdır.
 
3.1.5. Ekim Derinliği
Tohumlara verilecek ekim derinliği, tohumun  büyüklüğüne,  toprağın tekstürüne, ekimin ilkbahar veya sonbaharda yapılacağına göre değişebilir. Her ne kadar büyük to- humlar küçük tohumlara nazaran daha derine ekilebilirse de derin ekim genellikle Dam- ping-off mantarlarının zararını artırmakta ve fidelerin toprak üstüne çıkmasını zorlaştır- maktadır. Ekim derinliği, hafif kumsal topraklarda, killi ağır topraklara nazaran 1/3 nis- petinde daha derin olabilir. Zira bu gibi topraklarda çimlenen tohumlardan çıkan fide- ciklerin toprak sathına çıkışları daha kolaydır. Tecrübeler sonbahar ekimlerinin, ilkba- harda yapılan ekimlere nazaran daha derin yapılması gerektiğini göstermiştir. Zira bu su- retle muhtemel don atmaları veya rüzgâr erozyonu ile tohumların açıkta kalmaları önlen- miş olur. Genel bir kural olarak denilebilir ki; Bir tohuma verilecek derinlik, tohumun kalınlığının 3 katı kadar olmalıdır.
 
3.1.6. Tohum Ekimi
Orman ağacı tohumları, fidanlıkta daha önce hazırlanan ekim yastıklarına elle veya makine ile ekilir.
Orman fidanlıklarında, çizgi ekimi uygulanmaktadır. Çizgi ekiminde, çizgi aralıkla- rı, ibrelilerde 15-17 cm. yapraklı türlerde 20-24 cm dir. Her bir yastıkta, ibreliler için 7 adet, yapraklı türler için 5 adet çizgi açılır. Kullanım amacına göre yastıktaki fidan sırası
3 adede düşürülebilir. Çizgiler, yastık üzerine bir merdane vasıtasıyla ya da daha ekono- mik şekilde bir mibzerle açılır. Açılacak çizgiler, yastık boyunca düz ve aynı derinlikte ol- malıdır. Tohumlar, açılan bu çizgilere ya elle(bilhassa iri tohumlar) veya ekim mibzeriy- le ekilir. Ekilecek tohum miktarının beher birim için (m2, m) önceden belirlenmiş olma- sı lazımdır. Burada dikkat edilecek önemli bir husus, tohum sıklığının her tarafta aynı olmasıdır. Mibzerle ekimlerde, arada tohum atılmayan boşluklar olursa, buralara elle ta- mamlama yapılmalıdır.
 
Ekim Tekniği
Tohumlar ya sıcak ve soğuk camekanlar, seralar gibi kapalı yerlerde veya açık alan- larda ekilir. Açıkta tohum ekme için yer seçimi çok büyük önem arz eder. Böyle bir yer- de aranan özellikler;
Hafif eğimli iyi drenajlı, dondan korunmuş olmalı,
Güneye bakan, çimlenmeyi hızlandırıcı sıcak bir yer olmalı,
Rüzgardan korunmuş olmalı, böylece yastıkların su kaybı önlenmiş olur, toprakta sı- caklı düşmeleri sağlanırken gelişme teşvik edilmiş olur. Oysa bunun  aksi halde fideler kavrulur. Acer palmatum (büyük yapraklı Akçaağaç) ta olduğu gibi.
Ekimler sıcak veya soğuk camekan ve seralarda veya plastik tünellerde hazırlanan yastıklara yapılabildiği gibi tahta veya plastik kasa veya kaplardada yapılabilir.
Yastık ve kaplarda çimlendirme ortamı olarak, buhar veya kimyevi yoldan strerilize edilmiş, zararlı böcek veya mantarlardan temizlenmiş toprak, ekilecek türe uygun karı- şımlar hazırlanır. Çimlendirme ortamı olarak kum ve perlit karışımları da kullanılabilir.
Ekim yöntemi, çok küçük tohumlarda, tohumun kum veya testere talaşı gibi mater- yallerle karıştırılarak yeterli seyreklikte ortam alanına ekilmesi şeklinde uygulanır. To- humlar belli belirsiz hafif bir kapama materyali ile biraz örtülür veya hiç örtülmez. Bun- larda sulama, kasa bir su havuzuna batırılarak alttan rutubet almak suretiyle yapılması daha faydalı olur. Zira isten sulama bu küçük ve hafif tohumları dağıtabilir.
Ekilen tohumların üzeri tohum çapının 2-4 katı kalınlıkta hafif bir örtü materyali ile örtülür ve düz bir tahta ile hafifçe bastırılır. Bu örtü veya kapatma materyali ince elenmiş toprak, gübre, humus veya torf karışımı olabilir, böylece tohumlar rutubetli tutulmuş olur.
 
 
Tohum tavası                                          Fidan parseli
 
Ekimden sonra kasalar veya kaplar çok ince delikli süzgeçle veya ince su püskürten pompalarla sulanır. Kök sistemi geliştikçe sulama yavaş yavaş azaltılır. Çimlenen ve geli- şen genç fidelerin kasaları yavaş yavaş daha serin ve aydınlık yerlere götürülerek dış şart- lara alıştırılmalıdır.
Fide ekim kasalarında elle tutulabilecek büyüklüğe yani 5-8 cm boya ulaştığı veya 2-
4 yaprak oluşturduğu zaman alınıp şaşırtma kasalarında daha geniş aralıklarla (2,5-5 cm)dikilir. Kasalar birkaç gün serin ve gölge bir yerde tutulur ve itina ile sulanır. Buralarda
7-10 gün, açık alana çıkmak için intibak devresi geçiren fidanlar mümkün olduğunca da- ha fazla miktarda kendi topraklarıyla tarla veya parsele alınır veya doğrudan bahçeye di- kilir. Dikimden hemen sonra can suyu verilir.
 
 
 
4. VEJETATİF ÜRETME TEKNİĞİ
 
Süs bitkileri üretiminde temel üretim şek- li vejetatif üretimdir.  Vejetatif üretme,  çelik, kök sürgünü, yaprak, yumru ve rizom gibi ve- jetatif bitki  kısımlarından  alınma  parçalarla yapılan üretme şeklidir.
Bazı bitki türlerinde de çimlenme engeli yüzünden tohum çimlenmesi bir iki yıl süre- bilir. Bunlara bir süre çimlenme engelini gide-
rici işlemler uygulamak gerekli olabilir. Bu durumda bunlar, bir tür çelikle çok daha ko- lay üretilebilir.
Bu çeşit vejetatif yollarla üretilen yeni bitkiler, bu bitki kısmının alındığı ana bitkiye kalıtsal nitelikleriyle tıpatıp benzer bitkilerdir.
Vejetatif Üretme 4 Temel Üretme Metodunu İçermektedir:
• Çelikle Üretme
• Aşı ile Üretme
• Daldırma ile Üretme
• Diğer Vejetatif Üretme Yolları
 
4.1. Çelikle Üretme Tekniği
 
Çelikle üretme tekniği, üretilecek bitkiden alınan ve çelik adı verilen bir gövde, kök ve yaprak parçası ile yeni bir bitki oluşturma tekniğidir.
Özellikle daimi (herdem) yeşil ve yarı daimi yeşil yapraklı türlerin hemen hemen hepsinde tohumla üretme zaman aldığı ve buna rağmen istenilen nitelikler çoğunlukla sağlanamadığı için bu türler ekseriyetle çelikle üretilirler.
Genel olarak çeliklerin köklendirilmesinde köklendirme ortamı da özellikle güç kök- lenen türlerin çeliklerinde büyük önem taşır. Köklendirme ortamları olarak toprak, kum, yosun, perlit, su kullanılmaktadır.
Toprak ortamları içinde balçıklı kum toprakları daha iyi ve kaliteli bir köklenme sağ- lar. Kum ortamları da saf olarak çeliklerin köklendirilmesinde büyük ölçüde başarıyla kullanılmaktadır. Özellikle porsuk, ardıç ve mazı gibi daimi yeşil cinslerde kum en uy- gun köklenme ortamıdır. Ancak nemli tutulması için devamlı sulama gerekir.
Yosun köklendirme ortamları ise kumun aksine ortamın su tutma kapasitesini arttı- rır. Çeşitli oranlarda kumla karıştırarak en iyi bir köklenme ortamı sağlanabilir.
Perlit gibi ortamlar da türlere göre çeşitli irilikte kullanılarak iyi rutubet
Çelikle üretme yöntemleri çok çeşitlidir. Genel olarak bunlar:
• Gövde Çelikleriyle Üretme
• Yumuşak çelikle üretme
• Yarı odunlaşmış çeliklerle üretme
• Odun çelikleriyle üretme
• Kök Çelikleriyle Üretme
• Yaprak Çelikleriyle Üretme
• Yaprak-Tomurcuk Çelikleriyle Üretme şeklinde gruplandırılabilirler.
 
Gövde Çelikleriyle Üretme
Yumuşak (yeşil) Çelikle Üretme
Odunsu bitkilerin henüz odunlaşmış olan taze ilkbahar sürgünlerinden hazırlanan yumuşak çelikler birçok süs bitkisinin üretiminde kullanılır. Uygun çelik alma zamanı konusunda eğer sürgünlerin ucu henüz çok taze ise bunlardan alınacak çeliğin kolayca çürüyeceği dikkate alınmalıdır. Bu itibarla özellikle hızlı büyüyen yumuşak, gevrek sür- günler arzu edilmez.
Yumuşak veya yeşil çelikler daha çabuk ve daha kolay köklenir. Yumuşak çelikler da- ima yapraklı olarak, türlere göre değişmekle beraber 5-12 cm boyunda, genellikle 2-3 boğumlu olarak hazırlanır ve kesim son boğumun hemen altından yapılır.
Çelik alımı ve kesimi sabah erken saatlerde yapılarak alınan çelikler hemen nemlen- dirilmiş çuval veya yosun içine nemli ve serin bir yere alınmalıdır. Çeliklerin birkaç da- kika bile olsa güneş altında kalması çok zararlıdır. Onları taze tutma amacıyla su içinde tutma veya suya batırma ise önerilmez. Kesilen çeliklerin hemen dikilmesi gerekir. Dikim aralıkları türlere ve yaprak büyüklüğüne göre değişmekle beraber yaprak kenarları birbi- rine hafifçe değecek şekilde dikim aralıklarının ayarlanması en iyi yol olur.
 
Çizelge 2. Yumuşak (yeşil) gövde çeliği ile üretilebilen türlerin bazıları
Açelya Ceptalanthus Genista Philadelphus
Acer saccarum Cercidiphyllum Helesia Physocarpus
Akebia Cercis
(köklenme zor) Hedera Populus
(daha çok sert çelikle)
Amorpha Chamacyparis Hibiscus Potentilla
Ampelopsis Cionanthus Hydrangea
(ortanca) Prunus (erik kiraz)
Aralia Clematis Hypericum Robinia
Aronia Clethra İndigofera Rosa
(serada her zaman)
Baccharis Colutea Jasminum (serada) Salix
Berberis Cornus Kerria Sorbaria
Budleia Corylopsis Kokwitzia Spiraea
Buxus Cotoneaster Laburnum Staphylea
Callicarpa Crataegus Lespedeza Symphoricarpos
Calluna Deutzia Ligustrum Syringa
Calycanthus Diervilla Liquidambar
(köklenme güç) Tamarix
Campsis Diospyros Liriodendron Ulmus
Caragana
Elaeagnus
Lonicera
Vaccinium
Caryopteris Eonymus
(herdem yeşil) Magnolia Viburnum
Ceanothus Exo